Teknoloji zaten hızlı gelişiyordu ama günümüzde AI ve diğer yüksek donanımlı teknolojiler harmanlanmasıyla artık “teknolojinin geneli” eskiye oranla 100X daha hızlı gelişiyor.
18 ay öncesine kadar sadece insansı görünüme ve temel hareketlere sahip bir robot 4 yılda tamamlanırken, bugün aynı robotun; ütü, yemek, ev temizliği ve hatta AI sayesinde gerçek bir asistan gibi davranan versiyonu aylar içerisinde yapılabiliyor.
İki gün önce “Yapay Zeka Üniversitede ‘Öğretim Görevlisi’ Olarak İşe Başlıyor” başlıklı konu varken, bugün yine bir üniversitenin “binlerce km uzaktaki eğitmenin hologram kullanarak dersliklerde öğrencilere ders anlatmasına” şahit oluyoruz.
Geleceğin Ders Anlatımı: Holografik Avatarlar Üniversite Sınıflarını Ele Geçiriyor
Loughborough Üniversitesi (İngiltere’de bir devlet üniversitesi), ölü veya emekli şarkıcıları sahneye geri getirmek için kullanılan holografik teknolojiyi, dünyanın dört bir yanından konuk öğretmenleri sınıflarına getirmek için kullanmaya başladı.
Öğrencilere fizik dersini Albert Einstein‘dan veya tasarım atölyesini Coco Chanel’den alma fırsatı sunan bu teknoloji, öğrenciler tarafından büyük ilgi görüyor. Loughborough işletme okulu lisansüstü çalışmalar direktörü Prof. Vikki Locke, öğrencilerin teknolojiyi “kesinlikle sevdiklerini” belirtiyor.
LA merkezli Proto şirketi tarafından satılan bu holografik üniteler, büyük şirketlerin toplantılarını daha verimli hale getirmek ve kurumsal seyahat ihtiyacını azaltmak için kullanılıyor. David Nussbaum, Proto’nun “gelecekte 20. yüzyılın büyük düşünürlerini ölümden geri getirme potansiyeline sahip olduğunu” söylüyor. Şirket, Stephen Hawking gibi düşünürlerin hologramlarını oluşturup kitaplar, dersler ve sosyal medya gibi bağlantılarla etkileşimli bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir.
Holografik teknolojinin üniversite müfredatına resmi olarak 2025 yılında dahil edilmesi planlanıyor.
Bu teknoloji, sürdürülebilirlik stratejilerine katkıda bulunarak konuk konuşmacıları uçakla getirme ihtiyacını azaltabilir ve uluslararası araştırma işbirliklerini kolaylaştırabilir.
Proto’nun kurucusu David Nussbaum, gelecekte daha küçük ve uygun fiyatlı holografik ünitelerle, öğrencilere “Wonkavizyon” tarzında deneyimler sunmayı hedefliyor.
Eğitim dünyasında yeni bir çağın başlangıcı
Holografik avatarlar, gelecekte ders anlatımını, konuk konuşmacıları ve etkileşimleri daha önce hiç olmadığı kadar yakından ve etkili bir şekilde deneyimlememizi sağlayabilir. Yapay zeka ile desteklenen bu teknoloji, öğrencilere daha etkileşimli, gerçekçi ve unutulmaz ders deneyimleri sunarak eğitim dünyasında yeni bir çağın başlangıcını işaret ediyor.
Şu an için bunlar deneysel gibi görünse de, emin olun yakın gelecekte ilköğretim sınıfından üniversite dersliklerine kadar yayılacak ve eğitimler bu tarz araçlarla verilmeye başlayacak.
Tabii ki büyük avantaj ve dezavantajlarının olduğunu da biliyoruz.
Türkiye özelinde konuşacak olursam, şu an için “eğitimde eşitlik” diye bir şey kesinlikle yok.
Tüm illerden 500 adet ilköğretim 4’üncü sınıf öğrencilerini düşünün. Bu 500 sınıftan her sınıfın aynı müfredatta aldığı eğitim bile aynı değil. 100 sınıf aynı konuyu %90 öğrenirken diğer 100 sınıf %70, diğer 300 sınıf ise belki de daha az oranda öğreniyor. Bu durum için; öğretmen yetersizliği, öğretmenin tecrübe veya eğitime katkısı vs gibi nedenler sıralayabilirsiniz. Fakat merkezi bir hologramın bu 500 sınıfa erişmesi ve aynı konuyu her birine eşit oranda aşılaması büyük avantajlarından biridir.
Diğer yandan dezavantajı ise, tabii ki tahmin edeceğiniz gibi geleneksel eğitimin azalacağı, belki de son bulacağı için öğretmene olan ihtiyacın kalmaması olarak görebiliriz.