Buna pek katılmıyorum. En azından bireysel alımlar için katılmıyorum. Öncelikle Çin’den neden ürün aldığımı “kendi adıma açıklayayım.” Herkesin düşüncesi farklı olabilir, o yüzden sadece kendi adıma konuşacağım bu yazıda.
Bu arada, bu yazı geçen günkü “Etik Olmayan Şeyler Yaptım: Çin’den 4.668 TL’lik Ürünleri 725 TL’ye Aldım 🤔 | Peki gelecek mi?“ başlıklı konudan sonra ortaya çıktı. Ona da göz atarsanız aşağıdakiler daha anlaşılır gelebilir.
Çin’den neden ürün alıyorum?
Sadece ucuz olduğu için değil, bu noktada anlaşalım önce. 🙂
Çin’den ürün almamın ilk nedenlerinden biri “aynı ürünün alternatifinin çok olması.”
Bir örnek üzerinden devam edeyim;
Yukarıda linkini verdiğim geçen günkü blogda da bahsettiğim gibi, örneğin bir kask almak istiyorum. Bu kask Türkiye’de 2.500 TL, Çin’de ise aynısı (zaten buradaki de oradan geliyor) yarı fiyatına. Dezavantajı ise Çin’den alınan ortalama 20 günde geliyor.
Birincisi kaskı yarı fiyatına almış olduk, bu güzelliği cepte.
İkincisi ve daha önemlisi (benim için), bu kaskın bolca model seçeneği var Çin’de. Çünkü üreticisi zaten orada. Türkiye’de ki satıcı ise sadece bir veya iki modelini ithal etmiş oluyor, onlarda genelde çok giden modeller. Hatta Türkiye’de renk seçenekleri bile yok sayılır. Aynı kask üretici tarafından 7 farklı renk ile üretilmiş ama Türkiye’de sadece siyah modeli var. Kendimi neden sınırlayayım ki. 😀 Belki de ben Yeşil istiyorum. 😀 İşte bu yüzden Çin’de ki satıcıyı tercih ettiğim oluyor.
“Çin malı” dandik olur denilen şey?
“Çin malı” ifadesi, genellikle düşük kaliteli veya ucuz ürünleri tanımlamak için kullanılan bir deyimdir. Bu ifade, özellikle Batı ülkelerinde, Çin’den gelen ürünlerin kalitesiz olduğu veya uzun ömürlü olmadığı imajıyla ilişkilendirilmiştir.
Bazen, A kişisi kolundaki saati Paris’ten aldığı için över, ama aslında o da Çin’de üretilmiştir.
Çin, Küresel Üretim Merkezidir ve dünyanın her yerine ve de neredeyse tüm markalara ürün üretir. Bu üretimlerde sadece “sınıflar” vardır. Bu sınıflar, ürün güvenliği ve ürün kalitesi olarak adlandırılabilir.
A kişisi, kolundaki Paris markasına ait saatten övgüyle bahsediyorsa, o zaman Paris’in o saat markası Çin’de ki üreticisinden belirli kriterlerde, belirli sınıfları karşılayacak şekilde üretim yapmasını istemiş demektir. Böylece o saat Çin’de üretilmiş olsa da yüksek kaliteye sahiptir.
Özetle; Çin’den hem çok kötü hem de çok iyi ürün alabiliriz. Daha doğrusu her türlü kademeden (zayıf, orta, üst) ürün bulabiliriz.
Diğer bir konu ise, Türkiye’de 2 bin TL’lik aynı koda sahip bir ürünü Çin’den 150 TL’ye almamız, Çin’de ki fiyatının aşırı düşük olması nedeniyle “kötü ürün” olacağı anlamına gelmiyor. Bu fiyatın inanılamayacak seviyelere düşmesinin birçok nedeni olabiliyor. Onlardan birini yazının girişinde linkini verdiğim makalede anlattım.
Örneğin Çin’de satıcı ürünü 150 TL’den değil de, 500 TL’den pazaryeri sitesine yüklüyordur, ama pazaryeri sitesi kendi kampanyalarını yapabilmek için bu ürünü 150 TL’ye düşürebiliyor, aradaki farkı ise pazaryeri sitesi satıcıya ödüyor. (örneklendirme)